Farklı Bir Açıdan Veri Gizliliği  

Farklı Bir Açıdan Veri Gizliliği  

Veri gizliliği (data privacy), son yıllarda tüm dünyada çok konuşulan konularda  üst sıralardaki yerini koruyor. Ülkelerin peş peşe veri koruma yasalarını yayınladıklarını gözlemliyoruz. Ülkemizde de 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması kanunu 7 Nisan 2016 tarih ve 29677 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Şirketler o günden bugüne yasaya uyumluluk çalışmalarını sürdürmektedirler.

Her ne kadar günümüzün konusu gibi dursa da veri gizliliği kavramının öncülerinden biri Amerikalı hukuk profesörü Alan Westin’dir(11 Ekim 1929 – 18 Şubat 2013) .  “Privacy and Freedom” adlı 1967 yılında yayınlanan veri gizliliğinin temeli sayılan kitabıyla tanınır. Kitabın günümüzden 55 yıl önce yayınlandığını aklımızda tutalım. Henüz internetin yaygınlaşmadığı, bugünkü veri hacminin ve dijitalleşme hızının hayal bile edilemeyeceği zamanlar olduğunu hatırlamakta fayda var. Bu durumu göz önüne alacak olursak, veri gizliliğinin önemi bugünkü veri yağmuru ortamında daha net ortaya çıkacaktır.

Tüketicilerin dijital ortamları giderek daha fazla benimsediğini biliyoruz. Dolayısıyla buradan üretilen veriler işletmeler için daha çok tüketici edinme  fırsatı veriyor. Ama aynı zamanda tüketici verilerini güvende tutma sorumluluğu da getiriyor. Tüketicilerden toplanan bu verilerin, şirketler için son derece değerli olduğu şüphesizdir. Bilgiye dönüştürülen veriler, reklam ve pazarlamayı kişiselleştirmenin yanında yeni ürünler ve hizmetler geliştirmeye yardımcı olurlar.

Günümüzde veri ihlalleri oldukça artmıştır, bunun yanı sıra kullanıcı farkındalığı da giderek yükselmektedir. Bilindiği üzere tüketici ve markalar arasındaki güven zamanla sağlanır ve çok değerlidir. Bu güven herhangi bir zamanda sorgulanır veya kaybedilirse, yeniden kazanılması zor olup zaman ve maliyet gerektirir. Bu nedenle şirketlerin tüketici verilerini ve gizliliğini ele alma biçimleri farklılıklarını ortaya koyabilir. Bu şekilde hareket etmek kendilerine, diğer şirketlere kıyasla olumlu yönde bir rekabet avantajı getirebilir. Ayrıca kendilerini veri gizliliği ve güvenliği anlamında farklı konumlandırmalarına yardımcı olabilir.

Veri gizliliği marka güveni konusunda bir kırılma noktasıdır

Veri koruma ve güvenlik yasalarına uyum hem güven hem de kurum itibarı için kilit noktalardan biri haline gelmiştir. Dolayısıyla veri gizliliği ve marka güveni için baştan itibaren bu konu süreçlere dahil edilmelidir. 

  • Yalnızca gerekli verileri toplayın, bir gün lazım olur mantığıyla gereksiz veri toplamayın.
  • Topladığınız veriler konusunda şeffaf olun. 
  • Kullanıcıların verilerini paylaşmak için verdikleri rızalarına saygı gösterin. 

Hepsinin ötesinde veri koruma yasalarının gerekliliklerini yerine getirin. Yapılan araştırmalar tüketicilerin güven duydukları şirketlerle verilerini paylaşmakta daha istekli olduklarını göstermektedir. 

Veri gizliliği, marka güven ve itibarında kritik bir rol oynar ve şirketler artık bunu göz ardı edemezler. İnsanların mahremiyet beklentilerini tehdit olarak değil, fırsat olarak görmek gerekir. Kullanıcılar şirketinize güvenirlerse, markanıza daha fazla ilgi gösterecekler, sizinle daha fazla zaman geçirecekler ve kişisel bilgileri konusunda size güveneceklerdir. Çünkü bu konuya önem verdiğinizi, etik olarak ele alacağınıza inanacaklardır. 

Bu bakış açısıyla, veri gizliliği yönetimi doğru bir şekilde ele alınmalıdır. Böylece tüketicide güven oluşturulurken şirketinize de olumlu bir dönüş olarak gelir artış fırsatı sunabilirsiniz.

Kaynaklar:

https://iapp.org/westin-research-center/dr-westin

https://www.forbes.com/sites/forbestechcouncil/2021/01/08/the-role-of-digital-privacy-in-brand-trust/?sh=167e0e361af0

Cookiespool ile güncel kalın, yeniliklere hızlıca adapte olun!  bize ulaşın.

[email protected]

İlginizi Çekebilir